ÇOCUK HAKLARI VE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER 2 : PEKİN KURALLARI

Akay Hukuk ve Danışmanlık

ÇOCUK HAKLARI VE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER 2 : PEKİN KURALLARI

En son yazımızda çocuk hakları ile ilgili uluslararası sözleşmelere giriş yapıp Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi incelemiştik. Bu yazımızda ise biraz daha özel bir alana değineceğiz. 

Pekin Kuralları, diğer bir deyişle Çocuk Adalet Sisteminin Uygulanması Hakkında Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları, çocuk olarak tabir ettiğimiz ve henüz reşit olmamış kişilere uygulanacak hukuk kurallarını düzenler. Bu kuralların temel amacı, çocukları olabildiğince adliyelerin dışında tutmaktır. Çünkü metnin açıklama kısmında da değinildiği üzere “adaletin çocuğa uygulanmasının bizatihi kendisi çocuğa zarar verebilir”. 

Pekin Kurallar’ında tanımlar şu şekilde yapılmaktadır;

i) Çocuk, mevcut hukuk sistemi içinde işleyebileceği bir suçtan dolayı kendisine büyük insanlardan farklı davranılması gereken kişidir;

ii) Suç, mevcut hukuk sistemi içinde ceza verilmesini gerektirecek her türlü eylem ve ihmaldir;  

iii) Çocuk suçlu, suç işlediği iddia edilen ya da suç işlediği ortaya çıkan bir çocuk veya genç bir insandır. 

Dikkat edilmesi gereken bir durum ise uygulanacak bu kurallar, hiçbir şekilde ayrım gözetilmeden uygulanmalıdır. Çocukların dini, dili, ırkı, cinsiyeti vb konularda ayrımcılık yapılmamalıdır. 

Pekin Kuralları’nın temel ilkelerine baktığımızda çocukların kolayca yönlendirilmeye ve doğru yoldan saptırılmaya müsait yaşta olduğunu belirtmektedir. Bu sebeple çocuğun eğitimi ve doğru yönlendirilmesi ne kadar önemliyse, ailelerin de çocuklarına örnek olmaları için gerekli eğitimi ve desteği almaları şarttır. Üye ülkelerin bu noktada sorumlulukları ise kişilere toplum içinde yararlı yaşam sağlamak için çaba göstermeli; vatandaşların suçtan ve kabahatten uzak durması için gerekli koşulları sağlamalıdır. Çocuklar ile ilgili olarak hukukun araya girmesi en aza indirgenmeli, eğer böyle bir durum oluştuysa hukuka aykırı davranışta bulunan çocukların durumuna uygun bir biçimde etkili,hakkaniyetli ve insanca yaklaşılmalıdır. Okullarla ve STK’lar ile çalışma yapılarak hukukun araya girmesi engellenmelidir. 

Çocuk adalet sisteminde çalışanlar özel olarak eğitilmiş kişiler olmalıdır. Çocukların yaşlarına göre hareket edebilmeli ve çocuklara yetişkinler gibi davranmamalıdır. Bilgileri, yaklaşımları ve yöntemleri sistematik olarak geliştirilmelidir. Çocuk suçluların temel hakları korunurken aynı zamanda her çeşit gereksinimleri karşılanmalıdır. Çalışanlar, çocuklara gerekli titizlik ve hakkaniyetle yaklaşmalıdır. Bu sayede geleceğimiz olan çocuklarda oluşacak olan zarar en aza indirilmelidir. 

Çocuk adalet sisteminde ön planda tutulan konu, daima çocuğun iyileştirilmesidir. Çocuk suçlulara gösterilecek tepki hem suçun hem de suçlunun içinde bulunduğu durum ile orantılı olmalıdır. Çocuğun yaşı, özel ihtiyaçları ve uygun yaptırımlar göz önüne alındığında yargılamanın her aşamasında yeterli bir takdir yetkisi tanınmaktadır. 

Peki nedir çocukların korunması gereken hakları? Çocuk hakları, ilk yazımızda da bahsettiğimiz üzere yetişkinlere nazaran daha dikkatli ve özenli uygulanması gereken haklardır. Bunlar; 

  • Masumiyet karinesi
  • Suçlamanın bildirilmesi
  • Konuşmama hakkı
  • Avukat ile temsil edilme hakkı
  • Veli ya da vasinin hazır bulunması hakkı
  • Tanıklar ile yüzleştirme ve tanıklara çapraz sorgu hakkı
  • Daha üst makama temyiz hakkı

Temel usuli güvenceler yargılamanın her aşamasında güvence altına alınmalıdır.

Çocuk adalet sisteminde yargılamanın her aşamasında çocuğun afişe olmasını ve damgalanmasını engellemek için  gizliliğe önem gösterilmelidir. Bu sebeple çocuk yargılaması kapalı olarak görülür. İlke olarak çocuk suçlunun kimliğine ilişkin hiçbir bilginin yayınlanmasına izin verilmemelidir.  

Suça sürüklenen çocuk ya da metinde tabir edildiği üzere çocuk suçlu gözaltına alındığında derhal ebeveynlerine, yasal veli ya da vasisine haber verilmelidir. Derhal bildirilmesi mümkün değilse olabilecek en kısa sürede bu bilgilendirme yapılmalıdır. 

Yetkili makam, eğer şartlar uygunsa en kısa sürede çocuğun serbest bırakılmasını hedeflemelidir. Bu aşamadan itibaren yasayı uygulayanlar çocuğun iyiliğini önemsemeli ve olayın özelliği sebebiyle zarar görmemesini hedeflemelidir.  Burada, çocuk ile ilk temasa geçen yetkili makamın yani kolluk kuvvetlerinin çocuğa yaklaşımı büyük önem arz etmektedir. Kolluk kuvvetlerinin yaklaşımı, metinde de açıklandığı üzere, çocuğun devlet ve topluma bakış açısını köklü şekilde etkileyebilir. Dolayısıyla merhametli ve tatlı sert davranmak ve kolluk kuvvetlerinin bu konuda eğitimi çok önemlidir. 

Yetkili makamlar, çocuk suçlular açısından yargılama yapmak yerine ilk olarak alternatifleri düşünürler. Nedir bu alternatifler? Topluluk programları, geçici gözetim ve rehberlik, suç mağdurlarının zararlarını tazmin vb. Eğer bu tarz alternatifler üretilebilirse, çocuğun yargılama esnasında damgalanmasına ve bu şekilde daha çok zarar görmesine engel olunabilir. Fakat alternatif çözümler bile çocuk söz konusu olması sebebiyle temyiz edilebilir olmalıdır. 

Yukarıda anlattığımız sebeplerle çocukların tutuklanması son çare olmalıdır. Eğer bir çocuğun illa tutuklanması gerekiyorsa tutuklanan çocuk büyükler ile aynı yere konulmamalıdır. Tutuklu yargılanma sürecinde çocukların yaşlarının, cinsiyetlerinin, kişiliklerinin gerektirdiği tüm sosyal, kültürel, eğitim, psikolojik ve tıbbi yardımı almalıdır. 

Mahkeme aşamasına gelindiğinde yapılacak yargılama, çocuğun çıkarlarına en uygun olabilecek şekilde, çocuğun durumu anlayabileceği ve kendini ifade edebileceği bir ortamda gerçekleşmelidir. Ebeveynlere ve yasal temsilcilere duruşmaya katılma hakkı verilmelidir. Bu sayede yargılayan makam, çocuğun çıkarları için kendisine katkıda bulunmasını talep edebilmelidir. Bu kişilerin hazır bulunmamaları çocuğun çıkarına olursa, yargılamada bulunmamaları istenebilir. 

Hükümden önce araştırılması gereken bir konu ise çocuğun suçu işlemeden önceki koşulları ve aile yaşamıdır. Bu araştırma, önemsiz ve tali suçlarda yapılmayabilir. 

Çocuk yargılamasında, her aşamada olduğu gibi uyulması ve dikkat edilmesi gereken birtakım kurallar mevcuttur. Bunlar:

  • Verilecek ceza, suçun ağırlığı ve işleniş tarzıyla orantılı olmakla birlikte; çocuğun içinde bulunduğu ortam, çocuğun ihtiyaçları ve toplumun gereksinimleri ile de orantılı olmalıdır. 
  • Çocuğun özgürlüğüne mümkün olduğunca az kısıtlama getirilmelidir. Eğer çocuğun özgürlüğüne kısıtlama getirilmek isteniyorsa, bu karar titizlikle verilmelidir. 
  • Özgürlükten yoksun bırakma hali, suçun başka bir kişiye yönelik ciddi bir saldırı niteliğinde olması ve çocuğun ciddi suç işlemeyi bir alışkanlık haline getirmiş olması dışında verilmemelidir. 
  • Çocuk yargılamalarında yol gösterici olacak ilke “çocuğun ıslah edilmesi” olmalıdır. 

Yargılamada dikkat edilecek haller dışında;

  1. Çocuğa hiçbir şekilde idam cezası verilemez. 
  2. Çocuklar hiçbir şekilde fiziksel bir cezaya maruz bırakılamazlar. 
  3. Yetkili makamın her zaman yargılamaya ara verme yetkisi bulunmalıdır. 

Yapılan yargılama sonucunda verilecek cezada yetkili makam mevzuata bağlı kalmak ile birlikte, alternatif çözümleri üretebilecek esnekliğe sahip olabilmelidir. Alternatif yaptırımlar birbirleriyle kombine de edilmelidir. Sözü edilen yaptırımlar aşağıdakileri de kapsamalıdır: 

  1. Bakım, rehberlik ve gözetim,
  2. Şartlı salıverilme,
  3. Sosyal hizmet yaptırma kararı,
  4. Para cezaları ve zararın tazmini, 
  5. Islah önlemleri,
  6. Çeşitli terapi gruplarına katılım ve benzeri etkinliklere ilişkin düzenleme,
  7. Koruyucu aile yanına, toplumsal merkezlere veya başka bir eğitim merkezine yerleştirme, 

Hüküm verilirken eğer çocuğun aile tarafından istismarı gibi durumlar söz konusu değilse çocuk, ebeveynin gözetiminden kısmen ya da tamamen ayrılmamalıdır. Çocuğun bir kuruma kapatılması baştan beri belirttiğimiz üzere en son çare olmalıdır ve buna mümkün olan en kısa sürede son verilmelidir. 

Çocuğun damgalanmama ve afişe edilmeme hakkına yönelik olarak yargılama sırasında elde edilen veriler sadece yargılama içinde bulunan kişiler ve yetkililer ile paylaşılmalı, 3. kişilerin bilgisine kapalı olmalıdır. Çocuk suçluları da ilgilendiren yetişkinlere ait davalarda bu bilgiler kullanılmamalıdır. 

Yargılamanın yapılması ve hükmün verilmesinin ardından yetkili makamlara verilmesi gereken bir diğer esneklik ise hükmün değiştirilme yetkisidir. Bunun sebebi ise çocuklara ilişkin davalarda verilen kararlar yetişkinlere oranla daha fazla ve daha uzun bir süre çocuk suçlunun hayatını etkilemesidir.

Hüküm sonrası bir kuruma yerleştirilen çocukların yine bu süreçte her türlü ihtiyacı giderilmeli, gerekli eğitim ve destek sağlanmalıdır. Bu süreçte çocuk, gerekli mesleki yetenekleri de elde edebilmelidir. Çocukların kurumdan eğitim almaksızın ayrılmasına meydan verilmemelidir. Gerekli eğitimin sağlanması açısından bakanlık ve eğitim kurumları iş birliği sağlamalıdır. Kuruma yerleştirilen kız çocuklarına, hiçbir surette erkek çocuklarından daha az bir özen gösterilmemeli ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda bakım sağlanmalıdır. Çocukların çıkarları ve iyiliği için, kurumda bulundukları süre boyunca ebeveynlerin ya da yasal temsilcilerinin ziyaret hakkı bulunmalıdır. 

Gözetim altında bulunan veya bir kuruma kapatılan çocukların daha sonra toplum ile bütünleşebilmesi için yarım gün evde kalma, gündüz eğitimleri gibi çocuğun toplum ile bütünleşebilmesi için çaba gösterilmelidir. 

Son olarak çocuk suçluluğunun  önlenebilmesi için çalışma yapılması elzemdir. Bu konuda çalışan uzmanlar, her sınıftan ve yerden çocuk ile çalışma yapıp çocukların sorunlarını, işledikleri suçların ya da kabahatlerin nedenlerini ve yaşam sıkıntılarını araştırmalıdır. Yapılacak bu çalışmalar sonucunda çocukların yaşam kalitesinin artırılması ve çocuk suçluluğunun önüne geçilmesi için gerekli politikalar düzenlenip uygulamaya konulmalıdır. 

* Pekin Kuralları’na değindiğimiz ikinci bölümümüzün sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bir sonraki bölümde Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları yani Havana Kuralları ile devam edeceğiz. 

avukat-gokce-nur-akay
Avukat
Gökçe Nur Akay

DİĞER YAZILARIM

Adli Yardım Nedir ? Kimler Yararlanabilir?
ADLİ YARDIM NEDİR? Anayasa’nın 36. maddesine göre “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmaksuretiyle...
İncele
Kira Sözleşmeleri, Kira Tespit Davaları Ve Tahliye
Günümüzde yaşanan enflasyon sonrasında kiralarda da büyük bir patlama olmuş, bundan hem kiraya verenler...
İncele
ABONELİK SÖZLEŞMELERİ VE SONA ERMESİ 
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliğinde düzenlenen abonelik...
İncele
ÇOCUK HAKLARI VE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER
Çocuk hakları, Birleşmiş Milletler’in kurulması ile önem kazanmış ve bu konuda çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.Birleşmiş...
İncele

PAYLAŞ